ÇAMLIBEL ÜZERİNE:
ÖNSÖZ
Beldemiz şimdiye kadar tarihine ışık tutulmamış ender
yerleşim merkezlerindendir.Tarihi aslında çok net olarak ortada iken
beldemiz Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ilçe olmuş daha sonraki CHP-DP
çekişmelerinin yatırım kurbanı olarak sahipsizlikten hem gelişmesi
engellenmiş,hem sahip olduğu ilçe ünvanı alınarak Çamlıbel
Artova'mıdır? degilmidir? curcunasında da tarihin karanlıklarına gömülmüştür.
Halbuki bu gün artova adını kullanan İlçemizin esas adı Kızılca iken bu isim
asla kabullenilmemekle beraber esas adı Artova olan Çamlıbel ise tarihi ile
birlikte Kızılca'ya transfer edilmiştir.
Tarihi yazmak tarihçilerin işi olduğu bilinci ile
sahipsizliğine ve ısmarlama hazırlanan tarihe bir isyandır bu çalışma.
Her köşesi buram buram Türk ve İslam kokan bu cennet mekan Beldeyi bir
yüzyıla sığdıracak kadar küçük düşüncelere isyandır bu çalışma.
Hazırlıklarımızda Beldemizin tarihine ışık tutmak için internet dünyasını
ulaşabildiğimiz kadar araştırmakla beraber Ord.Prof. Zeki Velidi TOGAN
-Prof.Dr.İbrhaim KAFESOGLU-Prof.Dr.Orhan TÜRKDOĞAN-Prof.Dr.Osman TURAN
hocalarımızın eserleri yol göstericimiz,ışık tutucumuz oldu.
Bütün bu çalışmalarla beraber biz cok net olanlarını cok rahat kullanırken
bazı ihtimallerde en güçlü olanlarını not almayı yeğledik.
Tabiiki bu çalışmalar bazı kimseleri mutlaka rahatsız edecek
Çamlıbel'i senmi kurtaracaksın düşüncesi ile bir karalama kampanyası
başlatabileceklerdir.
Unutulmaması gereken şuki bu gün o beldede yaşamıyor bile olsak o belde
bizim baba diyarımızdır. Yani bizde o beldenin en eski köklü ailelerinden
olduğumuz ve cok geniş bir ailenin mensubu olduğumuz bilinci ile bir
sorumluluk üstlendim.Çalışmamız geçmişimize olan vefa borcumuzdur.
Bu çalışma ayrıca yeni nesillere de bundan sonraki yapacakları
çalışmalarda kılavuz olacağı kanaati ile bir borç olduğunu düşünmekteyim.
Başta belirttiğim gibi ben tarihçi değilim
hatalarımızın,kusurlarımızın Belde halkımız tarafından hoş görüleceği
kanaatindeyim.
Ne mutlu nereli olduğunu unutmayanlara.....
Selam ve dualarımla.......
Erhan ÖZTUNÇ
Üsküdar-İSTANBUL Ocak- 2007
ÇAMLIBEL(Tarihçesi ile
birlikte genel tanıtımı)
Kurulduğu düz arazi üzerinde bir cennet köşedir
Çamlıbel.
Çevresi uzaklardan dağlarla çevrili, bir tepsi şeklinde
düz bir arazinin üzerine kurulmuş olup, beş barajın ve göletin suladığı
verimli ekenek alanlarına sahiptir.
Yeraltı su kaynakları bakımından çok zengin rezervlere sahip olup, zeminde
çok derinlere inmeden sondaj yoluyla kolayca su çıkarılabilmektedir.Belde
arazilerini Beldenin güney ve kuzeyinden gecen iki ayrı akarsuda
beslemektedir.
Çamlıbel Beldesi, Tokat İline 28 km. , Sivas İline 80 km. mesafede dir. Belde,
Sivas - Tokat devlet kara yolu üzerinde konuşlanmanın avantajını pek
kullanamamakla beraber, ulaşım sorunu yaşamamaktadır. Kurulduğu alan itibarı
ile Anadolu devlet kara yolunun stratejik kesişme noktasında bulunuşu,
Çamlıbel'in önemini bir kat daha hissettirmektedir. Ayrıca yolun kullanımda
güvenli olması da tercih sebebidir.
Ancak, turizm amaçlı ciddi konaklama merkezlerinin olmayışı, turizm
firmalarının beldeyi transit geçmelerine neden olmaktadır. Bir bakıma yolun
işlek ve güvenli olması, rant açısından pek önem taşımamaktadır.
Çamlıbel, tarihte Yozgat ve Yıldızeli'nde yaşanan yerel
isyanlarla tanınmakla birlikte; bu isyanlarda aldığı rol, sadece yol
üzerinde kurulmuş olmasındandır. Gerçekte o dönemin yerleşik halkı devletine
hizmette kusur etmemiş; bilakis savaşa gidiş ve dönüşlerde istirahatgah olan
Çamlıbel'de mola veren ordulara ev sahipliği yapıp, ihtiyaçlarını
karşılamıştır.
Çamlıbel; Çanakkale Savaşlarında, henüz 13-15
yaşlarındaki yavrularını, hiç tereddüt etmeden vatana kurban eden insanların
yaşadığı, güzide bir beldedir.
Türkün kendi içindeki kader savaşları dışında Çamlıbel Beldesinin kurtuluş
günü yoktur.
Çamlıbel; adı Türk, kendi Türk köylerinin sahip olduğu isimlerle, Türklüğü
asırlara sığmayacak kadar derinlerde olan, ancak her ne hikmetse tarihi
bilgileri gözden kaçırılan ve adı başka bir yerleşim birimine verilen,
böylece gerçek tarihine gölge düşürülen makus talihli bir beldedir.
Belde halkı ülkemizde uygulanan yanlış tarım politikalarının çok büyük
cezasını çekmiştir. Sahip olduğu binlerce hektarlık düz ve verimli arazileri
ile Türk tarımına önemli katkılarda bulunmanın cezasını çekmeye hala devam
etmektedir.
İstihdam alanlarının olmayışı itibarı ile yetişen gençliğin tamamına yakını,
büyük kentlere ya da çevre illere göç ederek hayatlarını idame ettirmeye
çalışmaktadırlar. Gençliğin işsizlik sorunu gurbetteki tanıdıkları vasıtası
ile çözüme kavuşturulmaya çalışılmakta, ülkemiz insanının müşterek sıkıntısı
olan seçimlerde hatırlanma kabusunu bu cennet belde de yaşamaktadır
BELDEMİZİ TANIYALIM
Selçuklular döneminde de yerleşim merkezi olan
Çamlıbel, ,çevresindeki tarihi bulgularla 5000 yıllık bir tarihe sahiptir.
Baharat yolu üzerinde kervanlara ev sahipliği yapan Çamlıbel, yaşanmış bir
hayat hikayesinin kahramanı Köroğlu'na da İran'a gidiş dönüşünde ev
sahipliği yapmıştır. (*).Fıkıh alimi Molla Hüsrev'in de Çamlıbel'in Karkın
köyünde dünyaya geldiği tarih bilgilerinde mevcuttur.Yine sanat dünyasında
asrın muhteşemi olarak isimlendirilen Osman ÖZTUNÇ Çamlıbel dogumlu ve uzun
süre burada yaşamış ve aile fertlerinin bir kısmı hala bu beldede
yaşamaktadır.(Osman ÖZTUNÇ Beldenin tanıtımına da katkıları olan bir
isimdir.) Mustafa BÜLBÜL TRT sanatcısı yazar-şair Çamlıbel 1946
doğumludur.Muzaffer ERDOST yazar 1932 Çamlıbel dogumlu.Eski adı Bolus, yeni
adı Aktepe olan mahallesi, eski Tunç, Hitit ve Frig devirlerini ihtiva eden
höyük üzerindedir. Ancak çok tahrip edilmiş bir konumda olup, kazı
çalışmalarını bekler durumdadır.(Aktepe Höyüğü) MTA ve Çevre ve Orman
Bakanlığı'nın araştırmaları sonucunda; Berham Köyü sırtlarında konglomera ve
gerilerde küçük nüm militleri bulunmuştur.Yine Dünya Sağlık Örgütünce sağlık
açısından zararlı görülen ancak başka alanlarda kullanım konusunda cok bair
olan asbest Dodurga yatağıda yöre bulgularındandır.
Yine Anadolunun Türkleşmesinde pek çok alperenin
uğrak yeridir Çamlıbel. Çamlıbel mezarlığının hemen üzerinde Karataş olarak
anılan yerde yine Anadoluyu Türkleştirmek için gelen bir alperen yiğidinin
yattığı kulaktan kulağa duyumlarla bu günlere gelmiştir.Karataş zaman zaman
yöre halkı tarafından ziyaret edilmekte olup kimliği ile ilgili bilgi
yoktur.
Bazı kaynaklara göre Çamlıbel'in, 1877 yılına kadar Ermenilerin yerleşim
merkezi olduğu, yine aynı tarihlerde ne hikmetse bazı ailelerin gelip
Çamlıbel'in kurucu aileleri oldukları iddia edilmektedir. Bu çelişkili
haberler ancak Ermenilere prim kazandırmaktan başka hiçbir işe yaramayacağı
gibi, belde halkı üzerinde de olumsuz görüşlerin yoğunlaşmasına sebep
olmaktadır. Halbuki 1877 yıllarında gelen bahis konusu ailelerin sayısı daha
fazladır. Kaldı ki, o ailelerden biri de benim atalarımdır. Bu aileler 1877-
1878 Kırım Rus harbi göçmenleri olup tamamına yakını aile büyüklerini bu
savaşlarda şehit vermiş, köklü Türk ailelerdir. Ayrıca 1500 lü yıllarda da
camileri, kervansarayları, çeşmeleri, köprüleri ile yerleşim merkezi olan
Çamlıbel, Tokat'la Sivas arasındaki en kısa yol olması nedeni ile bir geçiş
güzergahı dır.
Belde bir şehir kuruluş planı ile kurulmuş alışveriş
merkezlerinin kıraathanelerin resmi dairelerin vs bulunduğu bir cadde
üzerine kurulu olup daha sonra yol genişletme çalışmalarında Devlet kara yolu
beldenin dışında kalmıştır.Ancak Beldenin genişlemesi ile iki caddede belde
içinde görünümü vermektedir.
Çamlıbel'in köklü tarihi, siyasi sebeplerle ilçe olan
başka yerlere mal edilmektedir. Hal bu ki Tokat-Sivas arasında defalarca
orduları ile gidip gelen ve Çamlıbel'de konuşlanan Artuk Bey, bizlere
Çamlıbel'le ilgili daha eski tarihlerde bu beldenin varlığını işaret
etmektedir. İddiacıların söz konusu ettiği Ermeniler, Çamlıbel'de bir geçiş
sürecinde konuşlanmışlardır (Rusya devletinin Ermenileri sürekli isyan
yaptıkları gerekçesi ile asimile faaliyetinden kaçanlar Anadolunun başta
Kars, Erzurum, Ağrı Van gibi pek bilinen vilayetlerimizle birlikte, İç
Anadoluya da gelenleri olmuştur). Ancak sayı itibari ile de çok az sayıdaki
bu aileler, zaman içinde mülklerini de satarak büyük kentlere
taşınmışlardır.Nitekim beldede Ermenilere ait yakın çağ eseri olarak hiçbir
bulgu yoktur. Eğer en ciddi bilgi olarak Molla Hüsrev'in ( İslamı kabul
etmiş bir Fransız subayının oğludur.Aynı haber Sivas ilimize ait belediye
sitesinde bu muhterem kişinin hiç duyulmadık bir Türk boyundan oldugunu
bahsetmektedir, biz iki ayrı yorumu da esas alarak hareket etmek
durumundayız.Yani Molla Hüsrev dünyaya bir müslüman ailenin cocuğu olarak
gelmiştir.)bu beldede doğup belli bir yaşa kadar kaldığını var sayarsak, bu
tarih 1400 yıllarının başlarını göstermektedir. İddia edildiği gibi
Çamlıbel, 1877 yıllarında Türk ve İslamlaştırılmamış ancak, o zamanlardan
gelen köklü ailelerden cok sayıda aile beldemizde hala mevcudiyetini
sürdürmektedirler. Tarihe ışık tutarken belgelerin ne kadar sağlıklı olduğu dikkate alınmalı ve bilgi kirliliğine neden olunulmamalıdır.
Çamlıbel evleri, bir caddenin iki yakasına iki katlı
ahşap ve kerpiç donanımlı olmak üzere ön cepheler balkonsuz, arka cepheler
bahçelere bakan, tipik Anadolu kasabasının güzide örnekleridir. Bu
meskenlerin içinde çok eski olanları ve kamu hizmeti vermiş olanları
mevcuttur.
Çamlıbel Beldesi'nin yine bahis konusu cadde üzerinde
çarşı adı ile anılan ve 1850 li yıllarda yapıldığı bilinen bir hükümet
binası mevcut idi. Bu binada Belde, Bucak hizmeti verdiği zaman diliminde
Nahiye Müdürlüğü-Nüfus hizmet dairesi-Jandarma Karakolu ve Katiplik mevcut
idi. Çamlıbel, Belde olduktan sonra koruma altına alınması gerekirken
fütursuzca yıkılarak beldenin tarihi dokusu ilk sayılacak darbeyi almış
oldu.
Yine beldede, 1970li yıllara kadar sağlık ocağı hizmeti
veren bir kagir bina mevcuttur. Bu bina beldenin tarihi dokularından olup,
bugün harabeye dönmek üzeredir. Hal bu ki Çamlıbel evleri koruma altına
alınması gereken otantik yapılardır.
Çamlıbel çarşısında ve Selçuklulardan kalma, biri Eski
Camii diye anılan camii yanında olmak üzere iki ayrı çeşme mevcuttur.
Evliya Çelebi, Çamlıbel adını Arıkova olarak
Seyahatnamesinde bildirmesine rağmen, Arıkova adı, Çevre ilçelerimizden
Artova ile karıştırılmaktadır.(Artova adı da Çamlıbelin eski adı olup
sonradan ilçe yapılan Kızılcaya verilerek Çamlıbel'in tarihi de
karanlıklara, hatta bataklığa gömülmüştür.)
Çamlıbel'in ilk başlarda belirttiğimiz gibi çok verimli
ve düz ovada kuruluşu, eski hali ile bağlık-bahçelik bir yerleşim merkezi
olduğu yakın zamana kadar bilinmektedir. Ancak Turhal Şeker Fabrikası'nın
kurulması ile ağır tarıma olan ilgi yoğunlaşarak bütün bağlık-bahçelik olan
araziler pancar ve buğdaygillere tanzim edilmiş, ne yazık ki ülkemizdeki
yanlış tarım politikaları bu şirin beldeyi de ciddi şekilde etkilemiştir.
Tarımda bu olumsuz gelişmelere karşın yörede organik
tarıma ilgi artma eğilimindedir.
Özet olarak, Evliya Çelebinin Seyahatnamesindeki "Arıkova" bu beldedeki
arıcılık hizmetinin çok olmasındandır.
Arıkova adının sonraki zamanlarda Artova, Çiftlik, daha sonraki zamanlarda
ise Çamlıbel olduğu bilinmektedir. Çiftlik adını taşırken bile eski Artova
Çiftliği denilmekte idi.
Çamlıbel, 1923 yılında ilçe merkezi yapılmış, ancak bu
şirin beldenin sahipsizliği ile 1944 Haziran ayının ilk başlarında ilçe
merkezi unvanı alınarak Nahiye olarak idari yapısını 1973 yılına kadar
sürdürmüştür.
1973 yılında belde olarak belediye seçimlerine katılan Çamlıbel, bu yıldan
itibaren devletin bütün yatırımlarından yoksun bir şekilde idari yapısını
sürdürmektedir.
Çamlıbel nüfus bakımından sürekli ekside olan bir belde
olduğu için çevrede Aktepe (Bolus) ve Behram köyleri ile referandum yaparak
2005 yılında birleşerek mahalle sayısını 5 e çıkarmıştır.
Çamlıbel'in mahalleleri:
Aktepe-Behram ve merkezdeki Çekerek, Karasu ve Yunus Emre Mahalleleridir.
Nüfusu 2700 civarıdır.
Selçuklular zamanından kalma bugün ilköğretim okulu olarak kullanılan bir
bina, bir camii ve Karkın Mevkiinde kervansaray harabeleri mevcuttur. Ancak
harabelerin kesme taşları, yöre köylüleri tarafından çevreye para ile
satılmaktadır.
Selçuklular dönemine ait, biri köy içinde olmak üzere iki
köprü bulunmaktadır.
Çamlıbel bütün olumsuzluklara rağmen haftada bir cumartesi
günleri kurulan pazarı ile bölge esnafına ciddi ekonomik katkı sağlar.
1960 lı yıllarda bir çok vilayetimizin bircok mahallesinde elektrik
bulunmazken Belde jenaratör sistemi ile aydınlatılatarak zaruri ihtiyacını
karşılamakla birlikte şehir kültürünüde yaşatmaktaydı.
Beldeden göç çoğunlukla İstanbul ve Ankara'ya olurken
memuriyetinden dolayı nadiren başka kentlerede giden vardır.
Göçten dolayı gidenlerin çok önemli bir kısmı Belde ile
ilişkilerini kesmemişler, fakat başka illerimizde olduğu gibi gelenekselleşen
bir takvimde de olsa Beldemizden göçen hemşehrilerimiz toplanamamaktadırlar.
Beldemiz şimdiye kadar tarihine ışık tutulmamış ender
yerleşim merkezlerindendir.Tarihi aslında çok net olarak ortada iken
beldemiz Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ilçe olmuş daha sonraki CHP-DP
çekişmelerinin yatırım kurbanı olarak sahipsizlikten hem gelişmesi
engellenmiş,hem sahip olduğu ilçe ünvanı alınarak Çamlıbel
Artova'mıdır? degilmidir? curcunasında da tarihin karanlıklarına gömülmüştür.
Halbuki bu gün artova adını kullanan İlçemizin esas adı Kızılca iken bu isim
asla kabullenilmemekle beraber esas adı Artova olan Çamlıbel ise tarihi ile
birlikte Kızılca'ya transfer edilmiştir.
Tarihi yazmak tarihçilerin işi olduğu bilinci ile
sahipsizliğine ve ısmarlama hazırlanan tarihe bir isyandır bu çalışma.
Her köşesi buram buram Türk ve İslam kokan bu cennet mekan Beldeyi bir
yüzyıla sığdıracak kadar küçük düşüncelere isyandır bu çalışma.
Hazırlıklarımızda Beldemizin tarihine ışık tutmak için internet dünyasını
ulaşabildiğimiz kadar araştırmakla beraber Ord.Prof. Zeki Velidi TOGAN
-Prof.Dr.İbrhaim KAFESOGLU-Prof.Dr.Orhan TÜRKDOĞAN-Prof.Dr.Osman TURAN
hocalarımızın eserleri yol göstericimiz,ışık tutucumuz oldu.
Bütün bu çalışmalarla beraber biz cok net olanlarını cok rahat kullanırken
bazı ihtimallerde en güçlü olanlarını not almayı yeğledik.
Tabiiki bu çalışmalar bazı kimseleri mutlaka rahatsız edecek
Çamlıbel'i senmi kurtaracaksın düşüncesi ile bir karalama kampanyası
başlatabileceklerdir.
Unutulmaması gereken şuki bu gün o beldede yaşamıyor bile olsak o belde
bizim baba diyarımızdır. Yani bizde o beldenin en eski köklü ailelerinden
olduğumuz ve cok geniş bir ailenin mensubu olduğumuz bilinci ile bir
sorumluluk üstlendim.Çalışmamız geçmişimize olan vefa borcumuzdur.
Bu çalışma ayrıca yeni nesillere de bundan sonraki yapacakları
çalışmalarda kılavuz olacağı kanaati ile bir borç olduğunu düşünmekteyim.
Başta belirttiğim gibi ben tarihçi değilim
hatalarımızın,kusurlarımızın Belde halkımız tarafından hoş görüleceği
kanaatindeyim.
Ne mutlu nereli olduğunu unutmayanlara.....
Selam ve dualarımla.......
Erhan ÖZTUNÇ
Üsküdar-İSTANBUL Ocak- 2007
ÇAMLIBEL(Tarihçesi ile
birlikte genel tanıtımı)
Kurulduğu düz arazi üzerinde bir cennet köşedir
Çamlıbel.
Çevresi uzaklardan dağlarla çevrili, bir tepsi şeklinde
düz bir arazinin üzerine kurulmuş olup, beş barajın ve göletin suladığı
verimli ekenek alanlarına sahiptir.
Yeraltı su kaynakları bakımından çok zengin rezervlere sahip olup, zeminde
çok derinlere inmeden sondaj yoluyla kolayca su çıkarılabilmektedir.Belde
arazilerini Beldenin güney ve kuzeyinden gecen iki ayrı akarsuda
beslemektedir.
Çamlıbel Beldesi, Tokat İline 28 km. , Sivas İline 80 km. mesafede dir. Belde,
Sivas - Tokat devlet kara yolu üzerinde konuşlanmanın avantajını pek
kullanamamakla beraber, ulaşım sorunu yaşamamaktadır. Kurulduğu alan itibarı
ile Anadolu devlet kara yolunun stratejik kesişme noktasında bulunuşu,
Çamlıbel'in önemini bir kat daha hissettirmektedir. Ayrıca yolun kullanımda
güvenli olması da tercih sebebidir.
Ancak, turizm amaçlı ciddi konaklama merkezlerinin olmayışı, turizm
firmalarının beldeyi transit geçmelerine neden olmaktadır. Bir bakıma yolun
işlek ve güvenli olması, rant açısından pek önem taşımamaktadır.
Çamlıbel, tarihte Yozgat ve Yıldızeli'nde yaşanan yerel
isyanlarla tanınmakla birlikte; bu isyanlarda aldığı rol, sadece yol
üzerinde kurulmuş olmasındandır. Gerçekte o dönemin yerleşik halkı devletine
hizmette kusur etmemiş; bilakis savaşa gidiş ve dönüşlerde istirahatgah olan
Çamlıbel'de mola veren ordulara ev sahipliği yapıp, ihtiyaçlarını
karşılamıştır.
Çamlıbel; Çanakkale Savaşlarında, henüz 13-15
yaşlarındaki yavrularını, hiç tereddüt etmeden vatana kurban eden insanların
yaşadığı, güzide bir beldedir.
Türkün kendi içindeki kader savaşları dışında Çamlıbel Beldesinin kurtuluş
günü yoktur.
Çamlıbel; adı Türk, kendi Türk köylerinin sahip olduğu isimlerle, Türklüğü
asırlara sığmayacak kadar derinlerde olan, ancak her ne hikmetse tarihi
bilgileri gözden kaçırılan ve adı başka bir yerleşim birimine verilen,
böylece gerçek tarihine gölge düşürülen makus talihli bir beldedir.
Belde halkı ülkemizde uygulanan yanlış tarım politikalarının çok büyük
cezasını çekmiştir. Sahip olduğu binlerce hektarlık düz ve verimli arazileri
ile Türk tarımına önemli katkılarda bulunmanın cezasını çekmeye hala devam
etmektedir.
İstihdam alanlarının olmayışı itibarı ile yetişen gençliğin tamamına yakını,
büyük kentlere ya da çevre illere göç ederek hayatlarını idame ettirmeye
çalışmaktadırlar. Gençliğin işsizlik sorunu gurbetteki tanıdıkları vasıtası
ile çözüme kavuşturulmaya çalışılmakta, ülkemiz insanının müşterek sıkıntısı
olan seçimlerde hatırlanma kabusunu bu cennet belde de yaşamaktadır
BELDEMİZİ TANIYALIM
Selçuklular döneminde de yerleşim merkezi olan
Çamlıbel, ,çevresindeki tarihi bulgularla 5000 yıllık bir tarihe sahiptir.
Baharat yolu üzerinde kervanlara ev sahipliği yapan Çamlıbel, yaşanmış bir
hayat hikayesinin kahramanı Köroğlu'na da İran'a gidiş dönüşünde ev
sahipliği yapmıştır. (*).Fıkıh alimi Molla Hüsrev'in de Çamlıbel'in Karkın
köyünde dünyaya geldiği tarih bilgilerinde mevcuttur.Yine sanat dünyasında
asrın muhteşemi olarak isimlendirilen Osman ÖZTUNÇ Çamlıbel dogumlu ve uzun
süre burada yaşamış ve aile fertlerinin bir kısmı hala bu beldede
yaşamaktadır.(Osman ÖZTUNÇ Beldenin tanıtımına da katkıları olan bir
isimdir.) Mustafa BÜLBÜL TRT sanatcısı yazar-şair Çamlıbel 1946
doğumludur.Muzaffer ERDOST yazar 1932 Çamlıbel dogumlu.Eski adı Bolus, yeni
adı Aktepe olan mahallesi, eski Tunç, Hitit ve Frig devirlerini ihtiva eden
höyük üzerindedir. Ancak çok tahrip edilmiş bir konumda olup, kazı
çalışmalarını bekler durumdadır.(Aktepe Höyüğü) MTA ve Çevre ve Orman
Bakanlığı'nın araştırmaları sonucunda; Berham Köyü sırtlarında konglomera ve
gerilerde küçük nüm militleri bulunmuştur.Yine Dünya Sağlık Örgütünce sağlık
açısından zararlı görülen ancak başka alanlarda kullanım konusunda cok bair
olan asbest Dodurga yatağıda yöre bulgularındandır.
Yine Anadolunun Türkleşmesinde pek çok alperenin
uğrak yeridir Çamlıbel. Çamlıbel mezarlığının hemen üzerinde Karataş olarak
anılan yerde yine Anadoluyu Türkleştirmek için gelen bir alperen yiğidinin
yattığı kulaktan kulağa duyumlarla bu günlere gelmiştir.Karataş zaman zaman
yöre halkı tarafından ziyaret edilmekte olup kimliği ile ilgili bilgi
yoktur.
Bazı kaynaklara göre Çamlıbel'in, 1877 yılına kadar Ermenilerin yerleşim
merkezi olduğu, yine aynı tarihlerde ne hikmetse bazı ailelerin gelip
Çamlıbel'in kurucu aileleri oldukları iddia edilmektedir. Bu çelişkili
haberler ancak Ermenilere prim kazandırmaktan başka hiçbir işe yaramayacağı
gibi, belde halkı üzerinde de olumsuz görüşlerin yoğunlaşmasına sebep
olmaktadır. Halbuki 1877 yıllarında gelen bahis konusu ailelerin sayısı daha
fazladır. Kaldı ki, o ailelerden biri de benim atalarımdır. Bu aileler 1877-
1878 Kırım Rus harbi göçmenleri olup tamamına yakını aile büyüklerini bu
savaşlarda şehit vermiş, köklü Türk ailelerdir. Ayrıca 1500 lü yıllarda da
camileri, kervansarayları, çeşmeleri, köprüleri ile yerleşim merkezi olan
Çamlıbel, Tokat'la Sivas arasındaki en kısa yol olması nedeni ile bir geçiş
güzergahı dır.
Belde bir şehir kuruluş planı ile kurulmuş alışveriş
merkezlerinin kıraathanelerin resmi dairelerin vs bulunduğu bir cadde
üzerine kurulu olup daha sonra yol genişletme çalışmalarında Devlet kara yolu
beldenin dışında kalmıştır.Ancak Beldenin genişlemesi ile iki caddede belde
içinde görünümü vermektedir.
Çamlıbel'in köklü tarihi, siyasi sebeplerle ilçe olan
başka yerlere mal edilmektedir. Hal bu ki Tokat-Sivas arasında defalarca
orduları ile gidip gelen ve Çamlıbel'de konuşlanan Artuk Bey, bizlere
Çamlıbel'le ilgili daha eski tarihlerde bu beldenin varlığını işaret
etmektedir. İddiacıların söz konusu ettiği Ermeniler, Çamlıbel'de bir geçiş
sürecinde konuşlanmışlardır (Rusya devletinin Ermenileri sürekli isyan
yaptıkları gerekçesi ile asimile faaliyetinden kaçanlar Anadolunun başta
Kars, Erzurum, Ağrı Van gibi pek bilinen vilayetlerimizle birlikte, İç
Anadoluya da gelenleri olmuştur). Ancak sayı itibari ile de çok az sayıdaki
bu aileler, zaman içinde mülklerini de satarak büyük kentlere
taşınmışlardır.Nitekim beldede Ermenilere ait yakın çağ eseri olarak hiçbir
bulgu yoktur. Eğer en ciddi bilgi olarak Molla Hüsrev'in ( İslamı kabul
etmiş bir Fransız subayının oğludur.Aynı haber Sivas ilimize ait belediye
sitesinde bu muhterem kişinin hiç duyulmadık bir Türk boyundan oldugunu
bahsetmektedir, biz iki ayrı yorumu da esas alarak hareket etmek
durumundayız.Yani Molla Hüsrev dünyaya bir müslüman ailenin cocuğu olarak
gelmiştir.)bu beldede doğup belli bir yaşa kadar kaldığını var sayarsak, bu
tarih 1400 yıllarının başlarını göstermektedir. İddia edildiği gibi
Çamlıbel, 1877 yıllarında Türk ve İslamlaştırılmamış ancak, o zamanlardan
gelen köklü ailelerden cok sayıda aile beldemizde hala mevcudiyetini
sürdürmektedirler. Tarihe ışık tutarken belgelerin ne kadar sağlıklı olduğu dikkate alınmalı ve bilgi kirliliğine neden olunulmamalıdır.
Çamlıbel evleri, bir caddenin iki yakasına iki katlı
ahşap ve kerpiç donanımlı olmak üzere ön cepheler balkonsuz, arka cepheler
bahçelere bakan, tipik Anadolu kasabasının güzide örnekleridir. Bu
meskenlerin içinde çok eski olanları ve kamu hizmeti vermiş olanları
mevcuttur.
Çamlıbel Beldesi'nin yine bahis konusu cadde üzerinde
çarşı adı ile anılan ve 1850 li yıllarda yapıldığı bilinen bir hükümet
binası mevcut idi. Bu binada Belde, Bucak hizmeti verdiği zaman diliminde
Nahiye Müdürlüğü-Nüfus hizmet dairesi-Jandarma Karakolu ve Katiplik mevcut
idi. Çamlıbel, Belde olduktan sonra koruma altına alınması gerekirken
fütursuzca yıkılarak beldenin tarihi dokusu ilk sayılacak darbeyi almış
oldu.
Yine beldede, 1970li yıllara kadar sağlık ocağı hizmeti
veren bir kagir bina mevcuttur. Bu bina beldenin tarihi dokularından olup,
bugün harabeye dönmek üzeredir. Hal bu ki Çamlıbel evleri koruma altına
alınması gereken otantik yapılardır.
Çamlıbel çarşısında ve Selçuklulardan kalma, biri Eski
Camii diye anılan camii yanında olmak üzere iki ayrı çeşme mevcuttur.
Evliya Çelebi, Çamlıbel adını Arıkova olarak
Seyahatnamesinde bildirmesine rağmen, Arıkova adı, Çevre ilçelerimizden
Artova ile karıştırılmaktadır.(Artova adı da Çamlıbelin eski adı olup
sonradan ilçe yapılan Kızılcaya verilerek Çamlıbel'in tarihi de
karanlıklara, hatta bataklığa gömülmüştür.)
Çamlıbel'in ilk başlarda belirttiğimiz gibi çok verimli
ve düz ovada kuruluşu, eski hali ile bağlık-bahçelik bir yerleşim merkezi
olduğu yakın zamana kadar bilinmektedir. Ancak Turhal Şeker Fabrikası'nın
kurulması ile ağır tarıma olan ilgi yoğunlaşarak bütün bağlık-bahçelik olan
araziler pancar ve buğdaygillere tanzim edilmiş, ne yazık ki ülkemizdeki
yanlış tarım politikaları bu şirin beldeyi de ciddi şekilde etkilemiştir.
Tarımda bu olumsuz gelişmelere karşın yörede organik
tarıma ilgi artma eğilimindedir.
Özet olarak, Evliya Çelebinin Seyahatnamesindeki "Arıkova" bu beldedeki
arıcılık hizmetinin çok olmasındandır.
Arıkova adının sonraki zamanlarda Artova, Çiftlik, daha sonraki zamanlarda
ise Çamlıbel olduğu bilinmektedir. Çiftlik adını taşırken bile eski Artova
Çiftliği denilmekte idi.
Çamlıbel, 1923 yılında ilçe merkezi yapılmış, ancak bu
şirin beldenin sahipsizliği ile 1944 Haziran ayının ilk başlarında ilçe
merkezi unvanı alınarak Nahiye olarak idari yapısını 1973 yılına kadar
sürdürmüştür.
1973 yılında belde olarak belediye seçimlerine katılan Çamlıbel, bu yıldan
itibaren devletin bütün yatırımlarından yoksun bir şekilde idari yapısını
sürdürmektedir.
Çamlıbel nüfus bakımından sürekli ekside olan bir belde
olduğu için çevrede Aktepe (Bolus) ve Behram köyleri ile referandum yaparak
2005 yılında birleşerek mahalle sayısını 5 e çıkarmıştır.
Çamlıbel'in mahalleleri:
Aktepe-Behram ve merkezdeki Çekerek, Karasu ve Yunus Emre Mahalleleridir.
Nüfusu 2700 civarıdır.
Selçuklular zamanından kalma bugün ilköğretim okulu olarak kullanılan bir
bina, bir camii ve Karkın Mevkiinde kervansaray harabeleri mevcuttur. Ancak
harabelerin kesme taşları, yöre köylüleri tarafından çevreye para ile
satılmaktadır.
Selçuklular dönemine ait, biri köy içinde olmak üzere iki
köprü bulunmaktadır.
Çamlıbel bütün olumsuzluklara rağmen haftada bir cumartesi
günleri kurulan pazarı ile bölge esnafına ciddi ekonomik katkı sağlar.
1960 lı yıllarda bir çok vilayetimizin bircok mahallesinde elektrik
bulunmazken Belde jenaratör sistemi ile aydınlatılatarak zaruri ihtiyacını
karşılamakla birlikte şehir kültürünüde yaşatmaktaydı.
Beldeden göç çoğunlukla İstanbul ve Ankara'ya olurken
memuriyetinden dolayı nadiren başka kentlerede giden vardır.
Göçten dolayı gidenlerin çok önemli bir kısmı Belde ile
ilişkilerini kesmemişler, fakat başka illerimizde olduğu gibi gelenekselleşen
bir takvimde de olsa Beldemizden göçen hemşehrilerimiz toplanamamaktadırlar.
ÇAMLIBEL'İ
ZİYARET EDEN
ÜNLÜLERİMİZ
Selçuklular döneminde hanedanların Tokat Sivas arası en kısa
yol olması münasebeti ile ugrak yeri olan olan Çamlıbel aynı zamanda
Beldenin ağır tarıma geçişine kadar mesire alanı olma özelliğini muhafaza
etmiştir.Bu zaman zarfında kimlerin mesken tuttuğu biraz karışık olmakla
beraber bilinen ünlülerimiz Evliya ÇELEBİ-M.Kemal ATATÜRK-İsmet
İNÖNÜ-Süleyman DEMİREL-Alparslan TÜRKEŞ-Bülent ECEVİT-Batumlu
YESARİ-Gedayii-Erzurumlu EMRAH(Emrah Sivas yıldızeli yolu ile Çamlıbel'de
kısa bir süre ikamet etmekle beraber daha sonra sonra Tokat'a ve daha sonra
Niksar'a yerleşerek yaşamını devam ettirdiği bilinmektedir.)-Cahit
KÜLEBİ-Aşık VEYSEL-Karacaoğlan-Pirsultan ABDAL-Osman ÖZTUNÇ
İKLİM
Çamlıbel ülkemizin iki farklı coğrafi bölgesinin kesişme
noktasındadır.
İç Anadolu Bölgesinin sert kurak iklimiyle Doğu Karadeniz Bölgesinin ılıman
ve yağışlı iklim kuşağı altında bulunmaktadır.
2020 rakımlı Çamlıbel dağları kışın çok kar yağması ile Tokat-Sivas
ulaşımında zorluklar çıkarmasına karşın, ilkbahar ve yaz aylarında piknik
alanı olarak çevre il ve ilçe yerleşim merkezlerindeki vatandaşlar
tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir.
SOSYAL YAPI:
Çamlıbel, bugün itibari ile ülkemizin doğusu ve batısı
arasında bir kültür elçisi olarak ev sahipliği yapmaktadır. 93 muhaciri
olarak Erzurum üzerinden gelerek Çamlıbel'e yerleşen ve bugün yerli olarak
tanınan Kırım ve Selanik yöresinden gelerek beldeyi mesken tutan iki farklı
kültüre ev sahipliği yapmaktadır.
İnanç ve diğer geleneklerde tam bir uyum sağlanan belde de, Tokat
gelenekleri hakimdir.
Beldede evlilikler görücü usulü ile yapılmaktadır. Düğünler
yeniliklere inat, geleneklere göre yapılmaktadır. Üç gün üç gece süren
düğünlerde konuklara topluca yemekler verilmekte, düğünün başlamasından
bitimine kadar kiralanan davul zurna veya farklı çalgılar davetlilerin
eğlenmesi için bekletilmektedir. Belde dışından yatılı konuklar, belde halkı
tarafından düğün evine destek ve yardım amacıyla ağırlanmaktadır.
Gelin almaya Belde halkı topluca iştirak eder. Araçlarla uzun
konvoylar oluşturulur.
Damat ve Gelinin hediyeleri düğünün son gününden bir gün evvel verilen toplu
yemeğin ardından veya bir alanda toplanarak kim ne bağışladı ise adı
okunarak takdim edilir.
Evliliklerde boşanmalara birkaç yılda bir, çok nadir rastlanmaktadır.
Nadiren akraba evlilikleri olmaktadır. Bunun sebebi ise mirasın
bölünmemesidir. Birden çok kadınla evlilik yoktur.
Evlilik yaşı kızlarda 18, erkeklerde 20- 22 civarıdır. Ancak erkeklerde
askerden geldikten sonra evlenmek yaygınlaşmıştır.
GELENEKLER:
Geleneklerde önemli yeri olan düğünler yukarda anlattığımız
gibi olması ile birlikte, yeni gelin eve geldiğinden andan itibaren aile
büyüklerinin yanında yüksek sesle konuşmaz. Beldenin gençleri büyüklerin
gittiği mekanlara gitmez, kendi aralarında belli mekanları kullanırlar.
Büyüklere her zaman saygı vardır.
Doğum, ölüm, nişan, düğün vb olaylarda belde halkı yardımlaşma
geleneğini en güzel şekilde yaşar.
Ramazan aylarında mutlaka komşular birbirini evlerine iftara
davet ederler. Mümkün olduğunca hane sahibi en güzel yemekleri ile
konuklarını ağırlar.
Teravih sonraları orta yaslılar ve gençler, sahura kadar farklı mekanlarda
sohbet ederler, aile ziyaretleri sahura kadar devam eder.
Pancar sökümleri genelde kar yağışına rastladığı için tarlasında ürünü kalan
vatandaşa yine halk yardım araç gereçleri ile destek verir.
Yardımlaşmanın en sık rastlandığı zamanlar ise harman zamanı ve
tarla sulama zamanıdır.
ULAŞIM:
Çamlıbel Tokat-Sivas Devlet karayolu üzerinde olduğu için
ulaşım sorunu yoktur. Çevre il-ilçe-belde ve köylere sıklıkla araç
bulunmaktadır. Şehirler arası seyahat acentelikleri mevcuttur. Taksi ve
dolmuş taşımacılığı da yaygındır.Belediyeye ait otolar sabahın erken
saatinden aksamın gec saatine kadar Tokat' Çamlıbel arasında kesintisiz
hizmet vermektedir.
KÜLTÜR:
Çamlıbel'de ilköğretimde okur- yazarlık oranı % 100'dür.
Orta öğretim %85'lerde, lise % 60, yüksek okul ise % 20'lerde olup ülke
ortalamasının üzerindedir.
1 Temel Eğitim okulu, 1 Çok Programlı Lise mevcuttur.
YEMEK :
Beldede, yemek kültürü de oldukça zengin ve iştah açıcıdır.
Tokat kebabı, etli dolma, bakla dolması, yaprak sarması, keşkek, karışık
yahni, madımak,yeşil mercimek çorbası,bacaklı çorba,bat, et yemekleri, sebze
yemekleri ve hamurlu yiyecekler, börek, çörek vs ülkemiz yemek kültürünün
müştereğidir
EKONOMİ:
Çamlıbel'de ekonomi vasattır.
Yöre halkı genelde tarım ve ticaretle uğraşmaktadır. Ticaret
küçük ölçekli yapılmaktadır.
Yöre halkı kendi ihtiyaçlarını karşılamakla bir ticaret hacmi oluşturmuştur.
Tarım ve hayvancılık kişisel imkanlarla
gerçekleştirilmektedir. Kredili hayvancılık çok az miktarda olup, genele
yansımamaktadır.
Kotalı uygulamalar halkın ekeneklerini satmaya başlamasına sebep olmuştur.
Beldede Bakkal, Kasap, Lokanta, Kıraathane gibi günlük
ihtiyaçların karşılandığı alışveriş mekanları mevcuttur.
Haftada bir cumartesi günleri, çevre köy ve yerleşim merkezlerinin alışveriş
için geldiği pazar kurulur. Belde ve diğer yerleşim
birimlerinden gelen halk haftalık alış verişini bu şekilde karşılar.
Dimes meyva suları şirketinin 1500 dönüm arazide yaptığı vişne çalışmalarıda
Belde belediyesine yıllık bir miktar katkı sağlamakla ürün toplanmasındada
çevre köy ve beldeden mevsimlik çalışanlar olmaktadır.
İDARİ YAPI:
Çamlıbel Tokat İline bağlı bir belde belediyesidir. Beldede
Jandarma karakolu, 1 Temel Eğitim okulu ve 1 Çok Programlı Lise mevcuttur.
Beldede Tarım Kredi Kooperatifi-Zirai Donatım Kurumu-Ziraat Bankası
acenteliği-Sağlık Ocağı-PTT Acenteliği-Pancar Kantarı ve 112 Acil-Edaş
veznesi ve Bakım memurluğu bulunmaktadır.
Belediye tel:0356 243 20 21 - 243 20 86
Köyleri:
Aydoğdu..................:30 km
Aktepe....................: 3 km
Gömleksiz................: 13 km
Dodurga......... ........: 15 km
Karkıncık.................: 15 km
Kargın.....................: 3 km
Ortaören...... ...........: 12 km
İhsaniye...................:10 km
Kızık..................... ..: 8 km
Kızılkaya.................. :15 km
Çatalkaya................: 20 km
Dereağzı.................. :2 km
Yatmış..................... :4 km
Kervansaray............. :6 km
Akın........................: 7 km
Behram................... :5 km
Bedirle.................... :4 km
Güzlce....................: 10 km
Çubuklu..................: 6 km
Avşaragzı......... ......:10 km
Dinar......................:15 km
Çamlıbel merkez-Çevre mahalle ve köy okul telefonları:
Çamlıbel Çok Programlı Lisesi:....... 0356 2432014
Çamlıbel İlköğretim Okulu:........................ 2432015
Akın köyü: .................................................2432845
Aktepe köyü:............................................. 2432427
Bedirkale köyü:........................................... 2432849
Çubuklu köyü: ............................................2411090
Güzelce köyü:..............................................2363138
Kervansaray köyü:.......................................2432828
Kızık köyü:..................................................2426286
Ortaören köyü:............................................2426365
(*)Aslına bakılırsa iki ayrı Köroğlu versiyonu tartışmaya açıktır. Bunlardan
birincisi 16. ve 17. yüzyıllarda yaşadığı söylenen, yeniçeri ocağında
yetişen bir şair. 1578- 1590 yılları arasında Osmanlı-İran savaşına katılan
bu ordu şairine İranlılarda sahip çıkmışlardır. İkinci Köroğlu ise
Bolu-Gerede çevresinde yaşamış ve Bolu Beyi'ne başkaldırmış olan Yusuf oğlu
Ruşen Ali'dir. Bolu Beyi'ne karşı başlattığı mücadele süresince Tokat
merkeze bağlı Çamlıbel'e yerleşmiştir. Sivas yolu üzerinde olan Çamlıbel'e
yerleşmesi üzerine Köroğlu'nu Sivas da sahiplenmiştir.(Ay Gazete BOLU) Yine
Ünlü yazar M.N. SEPETÇİOĞLU bu görüşün tersini iddia ederek Köroğlu bir
tanedir ama Çamlıbel'de aynı Çamlıbel'dir.
Not:Bilgiler kaynak gösterilmeden kullanılamaz, alıntı yapılamaz.
Çalışmamız hala devam etmektedir. Erhan Öztunç
Çamlıbel İçin yazılmış şiirler
Burda yer verdiğimiz şiir ve türküler içeriği bakımındanda
Tokat -Sivas yöresinin geleneklerini ve kültürel değerlerini
anlatmaktadır.Özellikle Osman ÖZTUNÇ'un bahsettiği mal pazarı ise Çamlıbel'e
Tokat girişinde mezarlığın yanıbaşında kurulan mal pazarıdır.
Göğsün Düğmele Düğmele
Üç güzeller indi çaya
Cemalin benzettim aya
Keten gömlek memen soya
Göğsün düğmele düğmele
Çaya indi allı gelin
Al dudağı ballı gelin
Keten gömlek dallı gelin
Göğsün düğmele düğmele
Saçları kat kat örülür
Al dudağa bal sürülür
Yel vurur memen görünür
Göğsün düğmele düğmele
Köroğlu neden titrersin
Akıl baştan al gidersin
Çamlıbel'de seyredersin
Göğsün düğmele düğmele
Köroğlu
Karşıdan gelen piyade
Karşıdan gelen piyade
Bizim eller yerinde mi?
Etekleri çemen olmuş
Karlı dağlar yerinde mi?
Çamlıbel' in koyağında
Sular akar ayağında
Şirin Döne yanağında
Siyah benler yerinde mi?
Köroğlu der öğündüğüm
Taşlar alıp döğündüğüm
Arka verip sığındığım
Koca çamlar yerinde mi?
Köroğlu
Kız Perçemli Kıratım
Çamlıbel'e süreyidim yolunu
Altınlardan nalladayım nalını
Üç güzele dokutayım çulunu
Alma gözlü kız perçemli Kıratım
Başını başımdan yukarı tutar
Haykırır köpüğü başından atar
Kaçarsa kurtulur, kovarsa tutar
Alma gözlü kız perçemli Kıratım
Köroğlu
Sağ Elde Kılınç Ettiğim
Sağ elde kılınç ettiğim
Sol elde kalkan tuttuğum
Kol kola sarılıp yattığım
Şirin Döne yerinde mi
Kılınç deyu bağlandığın
Kalkan deyu kullandığın
Seyreyleyip eğlendiğin
Şirin Döne saçın yoluk
Çamlıbel'in koyağında
Sular akar ayağında
Şirin Döne yanağında
Ürüşen benler yerinde mi
Çamlıbel'in koyağında
Su kesilmiş ayağında
Güzel Döne yanağında
Kibar benler soluk soluk
Küçücükten büyüttüğüm
Saz çalarak uyuttuğum
Mah yüzünü seyrettiğim
Han Ayvaz'ım yerinde mi
Küçücükten büyüttüğün
Ürgüleyip uyuttuğun
Gül yüzünü seyrettiğin
Han Ayvaz'ın boynu buruk
Köroğlu der öğündüğün
Taşlar alıp dövündüğün
Arka verip sığındığın
Koca çamlar yerinde mi
Güdümen der karlı dağlar
Dağda çamlar kara bağlar
Döne söyler Ayvaz ağlar
Ağlaşırlar soluk soluk
Köroğlu
Yiğit Olan Gümbür Gümbür Gürlesin
Yiğit olan gümbür gümbür gürlesin
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Ak gövdede kızıl kanlar şorlasın
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Davlumbazlar yeğde yeğde vuranda
Çarkacılar sallı solu dönende
Eğri kılıç ak gövdeyi bölende
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Gele beyler cenge harbi çalınsın
Çamlıbel askeri ayrı bölünsün
Gece gündüz darbı meydan kurulsun
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Asıl koç yiğitler pusuda saklı
Belleri kılıçlı eli mızraklı
Hep şahin bakışlı arslan sıfatlı
Yürü kan içenler hep binler yaşa
Köroğlu der bugün burda duralım
Sabah olsun darbı meydan kuralım
Akan kandan dolu şarap vuralım
Yürü Deli Hoylu'm sen binler yaşa
Köroğlu
Tazelendi Alem Nevbahar Oldu
Tazelendi âlem nevbahar oldu
Gel sevdiğim senin ele gidelim
Açıldı her taraf sebzezar oldu
Gel efendin Şam'a doğru gidelim
Tîg-i gam ile hasmını hakla
Okunu düşmanın bağrında sakla
Küheylan at ile kargı mızrakla
Gel efendim yaylalara gidelim
Andelipsiz bağlar gülşen olmaz
Bunda gamlı gönüller şen olmaz
Bu diyarlar bana mesken olmaz
Gel efendim Şam'a doğru gidelim
İş edelim mest-i müdam olunca
Çamlıbel'de çay kenarı bulunca
Eğlenelim uz-i kasım gelince
Gel efendim Şam'a doğru gidelim
Bilemizce ola şeştar
Amma arada olmaya ağyar
Bu Gevheri bir sen bir de hizmetkar
Gel efendim çöllere doğru gidelim
Gevheri
Gel Gidelim (Dursun Elmas'a)
İstanbul bize uymuyor,
Gel gidelim Dursun abi,
Kimse adamdan saymıyor,
Gel gidelim Dursun abi.
Milyar milyar kârımız yok,
Eğlenecek barımız yok,
İstanbulda yarımız yok,
Gel gidelim Dursun abi.
Her yol bozuk, her semt hata,
Irgat gidek ekin, ota,
Ben Sivasa, sen Tokata,
Gel gidelim Dursun abi.
Dağlarında keklik öter,
Yaylalar burnumda tüter,
Peynir, ekmek bize yeter,
Gel gidelim Dursun abi.
Haydi yoldaşın olayım,
Senin sırdaşın olayım,
İste gardaşın olayım,
Gel gidelim Dursun abi.
Bir bardak çay, bir sigara,
Saz çalarız ara sıra,
Ne trafik, ne de kira,
Gel gidelim Dursun abi.
Tokatta bağda gezeriz,
Sivasta dağda gezeriz,
Kızılırmakta yüzeriz,
Gel gidelim Dursun abi.
Dolaşırız dağı, taşı,
Azığım madımak aşı,
Bize terstir burger, suşi,
Gel gidelim Dursun abi.
Gönül dostum, iki gözüm,
Pekmezine yoktur sözüm,
Bende kenger*, sende üzüm,
Gel gidelim Dursun abi.
Etli ekmek, tandır, tava,
Buzlu ayran, temiz hava,
Mezar yeri de bedava,
Gel gidelim Dursun abi.
Kapıya bağlarız kangal,
Annem yapar, yeriz hıngel*,
Beğenmezsen tekrar dön gel,
Gel gidelim Dursun abi.
Çamlıbeli aşıp beri,
Bitsin gönlünün kederi,
Hadi, çok nazlanma heri*,
Gel gidelim Dursun abi.
Kenger: Sivasta yapılan doğal, bitkisel sakız
Hıngel: Sivasta yapılan bir mantı çeşidi
Çamlıbel: Tokat-Sivas arasında bulunan geçit.
Heri: Tokat ve çevre illere özgü bir sesleniş, hitap.
Şahin Yılmaz
Ayvaz Mey Doldur
Üsküdar'dan seni aldım
Serimi kavgaya saldım
Çamlıbel'e yakın geldim
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Arap at gider eşkine
Eyle merhamet düşküne
Çamlıbellerin köşküne
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Gideyim bundan yoluma
Sen aldın beni zuluma
Rahmeyle öksüz kuluna
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Giderim, benim yolumdur
Zahmanım benim ilimdir
Köroğlu senin kulundur
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Köroğlu
Ben Gelince
Gider oldum Beyler Haleb'e Hoy'a
Mevlam yetiştirsin düğüne toya
Bozdurun altını beyaz akçaya
Sarfedin Beylere ha ben gelince
Çağırın gelsin Tekeli'nin Beyi'ni
İçinizde yoktur ondan yeğini
Ayırın sürüden bin erkeğini
Kırdırın kasaba ha ben gelince
Kır-atım yok, binem gidem sazana
Yiğit odur öz malını kazana
Yüz batman pirinci küçük kazana
Yedirin beylere ha ben gelince
Köroğlu'm der, devran döndü ahire
Altın madenleri döndü bakıra
Satın Çamlıbel'i verin çakıra
İçirin beylere ha ben gelince
Köroğlu
Gele Zor Bezirgan Beri Gel Hele
Gele 'Zor Bezirgan' beri gel hele
Bir kule yaptırak baş-baş üstüne
Seçilsin yiğitler seninle bile
Dolmalı deryalar leş-leş üstüne
Gele 'Dağıstanlı Hasan'ım gele
İniver meydana, dev gibi mele
'Hoylu'nun dadını acep kim ala
Koymayın bu şehri taş-taş üstüne
Gele 'Deli Hasan' in bu meydana
Ejderhalar gibi ateş saçsana
Bu Acem'i vurup öte geçsene
Doldur dereleri leş-leş üstüne
Gele 'Demirc'oğlu' ne durdun orda
Tenbihe hacet mi sen gibi merde
'Hoylu Bey' düşürdü beni bu derde
Birkaç kale yapın baş-baş üstüne
Gele 'Han Ayvaz'ım bade içelim
Koç yiğide kanlı gömlek biçelim
'Hoylu' ölmüş, candan, serden geçelim
Keselim Acem'i baş-baş üstüne
Gele cümle leşker, beri gel beri
Koyalım bu yola can ile seri
Çamlıbel Dağı'na dönmezsem geri
Kalırsa bu iller taş-taş üstüne
Ben de Köroğlu'yum, böyledir emrim
Gün doğandan gün batana kararım
Bugün bu meydana ben de inerim
Şöyle bir cenk edek, yaz kış üstüne
* Tırnak içindeki isimler (Zor Bezirgan, Dağıstanlı Hasan, Demircioğlu, Deli
Hasan vb... Köroğlu'nun savaşçılarıdır.
Köroğlu'nun en yakın dostları ve savaşçılarından 'Deli Hoylu' öldürülmüştür.
Köroğlu da intikam kumandasını bu türküyle veriyor.
Köroğlu
Çamlıbel Türküleri
ÖLÜM ŞARKISI
Çıkma benim bahtı karam gece yarısı
Yağar yağmur rüzgar söyler ölüm şarkısı
Sevda közünü kül korur
Sağ yanımı dar ağacında
Bir yanıma ferman vurur
Hilal yıldızlar kucağında
Lanet olsun lanet olsun kara ellere
Sırtımıza coplar indi hergün kaç kere
Şu sevdamı Rabb’im bilir
Sağ yanımı hal nazarında
Asın beni kim ne bilir
Çamlıbel'in mal pazarında
Söz-Müzik: OSMAN ÖZTUNÇ
Çamlıbel'den de Baktı Köroğlu
Yücesinden baktım bir ulu kervan
İndi bir ovaya kondu bezirgan
Dedim yiğitlerin baç'ın vermenmi
Bana kahkahayla güldü bezirgan
Bezirgan Köroğlu'n görenler şaşar
Bağıranda aslan kaplan kan işer
El edip el edip yanağın okşar
Meşenin aslanı kurdu bezirgan
Bezirgan oturmuş kaplan postuna
Rahmeylemez yarınına dostuna
Doldurmuş kıratın gelir üstüme
Beni saymaz at oynattı bezirgan
Çatamadım hiç sağ ile solumdan
Alamadım parasından pulundan
İstiyor ayvaz'ı almak elimden
Benı saymaz at oynattı bezirgan
Başına örünmüş Betaş-i börkü
Sırtınada almış cılkava kürkü
Köroğlu söyledi üç beyit türkü
Anda beşyüz altın koydu bezirgan
Köroğlu
Namem Vardır Çamlıbelim
Namem vardır Çamlıbelim sallanır
Okuyup dinleyen cümle bulanır
Yirmidört boğumlu kargı kullanır
Şol Koca Kenan'ın günüdür bu gün
Benden selam olsun Deli hoylu'ya
Kaplan sıfatıyla fidan boyluya
Dal kılıcı şimşek gibi parlaya
Şol Deli Hoylu'nun günüdür bu gün
Deryalar üstünde oynar oynar gemiler
Dalga vurur inim inim iniler
Baş kesende aslan gibi ünüler
Şol kabre sığmazın günüdür bu gün
Köse Sefer bilir yolun doğrusu
Burda belli olur yiğit hangisi
Aslanın ödünü çatlatır sesi
Böyle kahramanın günüdür bu gün
Ulaşsınlar benim benim diyenler
Nahak yere tatlı cana kıyanlar
Adam etin kebap yapıp yiyenler
Cümle pehlivanın güdür bu gün
Namem vardır ulu beyler uyanır
Dağlar taşlar kızıl kana boyanır
Nazlı kır atıma nalmı dayanır
Kırat nal atmanıngünüdür bu gün
Köroğl'yum arka verdim dağlara
Kılıç kalkan hoş yakışır ellere
Çok selam söyleyin ulu beylere
Kan içen beylerin günüdür bu gün
Köroğlu
Nenni (Bebeğin Beşiği Çamdan)
Bebeğin beşiği çamdan
Yuvarlandı düştü damdan
Beş babası gelir Şam'dan
Nenni de nenni de nenni bebek
Kızlar gelin çaydan geçek
Çay bulanık nerden içek
Bebek ölmüş nere gidek
Nenni de nenni de nenni bebek
Bebek beni del eyledi
Yaktı yıktı kül eyledi
Her kapıya kul eyledi
Nenni de nennide nenni bebek
Çamlıbelden çıktım yayan
Dayan dizlerimde dayan
Emmim atlı ben de yayn
Nenni de nenni de nenni bebek
Bebeğin beşiği bakır
Yerinden kalkmıyor ağır
Ben sallarım tıngır mıngır
Nenni de nenni de nenni bebek
Çizmemi çektim kıçıma
İndim çamlığın içine
Bunda bebeğin suçu ne
Nenni de nenni de nenni bebek
Kara çadırın kazığı
Gelir gavurun yazığı
Memelerim yol azığı
Nenni de nenni de nenni bebek
Deveyi deveye çattım
İpini boynuna attım
Dün gece yavrusuz yattım
Nenni de nenni de nenni bebek
Binali Selman
Selçuklular döneminde hanedanların Tokat Sivas arası en kısa
yol olması münasebeti ile ugrak yeri olan olan Çamlıbel aynı zamanda
Beldenin ağır tarıma geçişine kadar mesire alanı olma özelliğini muhafaza
etmiştir.Bu zaman zarfında kimlerin mesken tuttuğu biraz karışık olmakla
beraber bilinen ünlülerimiz Evliya ÇELEBİ-M.Kemal ATATÜRK-İsmet
İNÖNÜ-Süleyman DEMİREL-Alparslan TÜRKEŞ-Bülent ECEVİT-Batumlu
YESARİ-Gedayii-Erzurumlu EMRAH(Emrah Sivas yıldızeli yolu ile Çamlıbel'de
kısa bir süre ikamet etmekle beraber daha sonra sonra Tokat'a ve daha sonra
Niksar'a yerleşerek yaşamını devam ettirdiği bilinmektedir.)-Cahit
KÜLEBİ-Aşık VEYSEL-Karacaoğlan-Pirsultan ABDAL-Osman ÖZTUNÇ
İKLİM
Çamlıbel ülkemizin iki farklı coğrafi bölgesinin kesişme
noktasındadır.
İç Anadolu Bölgesinin sert kurak iklimiyle Doğu Karadeniz Bölgesinin ılıman
ve yağışlı iklim kuşağı altında bulunmaktadır.
2020 rakımlı Çamlıbel dağları kışın çok kar yağması ile Tokat-Sivas
ulaşımında zorluklar çıkarmasına karşın, ilkbahar ve yaz aylarında piknik
alanı olarak çevre il ve ilçe yerleşim merkezlerindeki vatandaşlar
tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir.
SOSYAL YAPI:
Çamlıbel, bugün itibari ile ülkemizin doğusu ve batısı
arasında bir kültür elçisi olarak ev sahipliği yapmaktadır. 93 muhaciri
olarak Erzurum üzerinden gelerek Çamlıbel'e yerleşen ve bugün yerli olarak
tanınan Kırım ve Selanik yöresinden gelerek beldeyi mesken tutan iki farklı
kültüre ev sahipliği yapmaktadır.
İnanç ve diğer geleneklerde tam bir uyum sağlanan belde de, Tokat
gelenekleri hakimdir.
Beldede evlilikler görücü usulü ile yapılmaktadır. Düğünler
yeniliklere inat, geleneklere göre yapılmaktadır. Üç gün üç gece süren
düğünlerde konuklara topluca yemekler verilmekte, düğünün başlamasından
bitimine kadar kiralanan davul zurna veya farklı çalgılar davetlilerin
eğlenmesi için bekletilmektedir. Belde dışından yatılı konuklar, belde halkı
tarafından düğün evine destek ve yardım amacıyla ağırlanmaktadır.
Gelin almaya Belde halkı topluca iştirak eder. Araçlarla uzun
konvoylar oluşturulur.
Damat ve Gelinin hediyeleri düğünün son gününden bir gün evvel verilen toplu
yemeğin ardından veya bir alanda toplanarak kim ne bağışladı ise adı
okunarak takdim edilir.
Evliliklerde boşanmalara birkaç yılda bir, çok nadir rastlanmaktadır.
Nadiren akraba evlilikleri olmaktadır. Bunun sebebi ise mirasın
bölünmemesidir. Birden çok kadınla evlilik yoktur.
Evlilik yaşı kızlarda 18, erkeklerde 20- 22 civarıdır. Ancak erkeklerde
askerden geldikten sonra evlenmek yaygınlaşmıştır.
GELENEKLER:
Geleneklerde önemli yeri olan düğünler yukarda anlattığımız
gibi olması ile birlikte, yeni gelin eve geldiğinden andan itibaren aile
büyüklerinin yanında yüksek sesle konuşmaz. Beldenin gençleri büyüklerin
gittiği mekanlara gitmez, kendi aralarında belli mekanları kullanırlar.
Büyüklere her zaman saygı vardır.
Doğum, ölüm, nişan, düğün vb olaylarda belde halkı yardımlaşma
geleneğini en güzel şekilde yaşar.
Ramazan aylarında mutlaka komşular birbirini evlerine iftara
davet ederler. Mümkün olduğunca hane sahibi en güzel yemekleri ile
konuklarını ağırlar.
Teravih sonraları orta yaslılar ve gençler, sahura kadar farklı mekanlarda
sohbet ederler, aile ziyaretleri sahura kadar devam eder.
Pancar sökümleri genelde kar yağışına rastladığı için tarlasında ürünü kalan
vatandaşa yine halk yardım araç gereçleri ile destek verir.
Yardımlaşmanın en sık rastlandığı zamanlar ise harman zamanı ve
tarla sulama zamanıdır.
ULAŞIM:
Çamlıbel Tokat-Sivas Devlet karayolu üzerinde olduğu için
ulaşım sorunu yoktur. Çevre il-ilçe-belde ve köylere sıklıkla araç
bulunmaktadır. Şehirler arası seyahat acentelikleri mevcuttur. Taksi ve
dolmuş taşımacılığı da yaygındır.Belediyeye ait otolar sabahın erken
saatinden aksamın gec saatine kadar Tokat' Çamlıbel arasında kesintisiz
hizmet vermektedir.
KÜLTÜR:
Çamlıbel'de ilköğretimde okur- yazarlık oranı % 100'dür.
Orta öğretim %85'lerde, lise % 60, yüksek okul ise % 20'lerde olup ülke
ortalamasının üzerindedir.
1 Temel Eğitim okulu, 1 Çok Programlı Lise mevcuttur.
YEMEK :
Beldede, yemek kültürü de oldukça zengin ve iştah açıcıdır.
Tokat kebabı, etli dolma, bakla dolması, yaprak sarması, keşkek, karışık
yahni, madımak,yeşil mercimek çorbası,bacaklı çorba,bat, et yemekleri, sebze
yemekleri ve hamurlu yiyecekler, börek, çörek vs ülkemiz yemek kültürünün
müştereğidir
EKONOMİ:
Çamlıbel'de ekonomi vasattır.
Yöre halkı genelde tarım ve ticaretle uğraşmaktadır. Ticaret
küçük ölçekli yapılmaktadır.
Yöre halkı kendi ihtiyaçlarını karşılamakla bir ticaret hacmi oluşturmuştur.
Tarım ve hayvancılık kişisel imkanlarla
gerçekleştirilmektedir. Kredili hayvancılık çok az miktarda olup, genele
yansımamaktadır.
Kotalı uygulamalar halkın ekeneklerini satmaya başlamasına sebep olmuştur.
Beldede Bakkal, Kasap, Lokanta, Kıraathane gibi günlük
ihtiyaçların karşılandığı alışveriş mekanları mevcuttur.
Haftada bir cumartesi günleri, çevre köy ve yerleşim merkezlerinin alışveriş
için geldiği pazar kurulur. Belde ve diğer yerleşim
birimlerinden gelen halk haftalık alış verişini bu şekilde karşılar.
Dimes meyva suları şirketinin 1500 dönüm arazide yaptığı vişne çalışmalarıda
Belde belediyesine yıllık bir miktar katkı sağlamakla ürün toplanmasındada
çevre köy ve beldeden mevsimlik çalışanlar olmaktadır.
İDARİ YAPI:
Çamlıbel Tokat İline bağlı bir belde belediyesidir. Beldede
Jandarma karakolu, 1 Temel Eğitim okulu ve 1 Çok Programlı Lise mevcuttur.
Beldede Tarım Kredi Kooperatifi-Zirai Donatım Kurumu-Ziraat Bankası
acenteliği-Sağlık Ocağı-PTT Acenteliği-Pancar Kantarı ve 112 Acil-Edaş
veznesi ve Bakım memurluğu bulunmaktadır.
Belediye tel:0356 243 20 21 - 243 20 86
Köyleri:
Aydoğdu..................:30 km
Aktepe....................: 3 km
Gömleksiz................: 13 km
Dodurga......... ........: 15 km
Karkıncık.................: 15 km
Kargın.....................: 3 km
Ortaören...... ...........: 12 km
İhsaniye...................:10 km
Kızık..................... ..: 8 km
Kızılkaya.................. :15 km
Çatalkaya................: 20 km
Dereağzı.................. :2 km
Yatmış..................... :4 km
Kervansaray............. :6 km
Akın........................: 7 km
Behram................... :5 km
Bedirle.................... :4 km
Güzlce....................: 10 km
Çubuklu..................: 6 km
Avşaragzı......... ......:10 km
Dinar......................:15 km
Çamlıbel merkez-Çevre mahalle ve köy okul telefonları:
Çamlıbel Çok Programlı Lisesi:....... 0356 2432014
Çamlıbel İlköğretim Okulu:........................ 2432015
Akın köyü: .................................................2432845
Aktepe köyü:............................................. 2432427
Bedirkale köyü:........................................... 2432849
Çubuklu köyü: ............................................2411090
Güzelce köyü:..............................................2363138
Kervansaray köyü:.......................................2432828
Kızık köyü:..................................................2426286
Ortaören köyü:............................................2426365
(*)Aslına bakılırsa iki ayrı Köroğlu versiyonu tartışmaya açıktır. Bunlardan
birincisi 16. ve 17. yüzyıllarda yaşadığı söylenen, yeniçeri ocağında
yetişen bir şair. 1578- 1590 yılları arasında Osmanlı-İran savaşına katılan
bu ordu şairine İranlılarda sahip çıkmışlardır. İkinci Köroğlu ise
Bolu-Gerede çevresinde yaşamış ve Bolu Beyi'ne başkaldırmış olan Yusuf oğlu
Ruşen Ali'dir. Bolu Beyi'ne karşı başlattığı mücadele süresince Tokat
merkeze bağlı Çamlıbel'e yerleşmiştir. Sivas yolu üzerinde olan Çamlıbel'e
yerleşmesi üzerine Köroğlu'nu Sivas da sahiplenmiştir.(Ay Gazete BOLU) Yine
Ünlü yazar M.N. SEPETÇİOĞLU bu görüşün tersini iddia ederek Köroğlu bir
tanedir ama Çamlıbel'de aynı Çamlıbel'dir.
Not:Bilgiler kaynak gösterilmeden kullanılamaz, alıntı yapılamaz.
Çalışmamız hala devam etmektedir. Erhan Öztunç
Çamlıbel İçin yazılmış şiirler
Burda yer verdiğimiz şiir ve türküler içeriği bakımındanda
Tokat -Sivas yöresinin geleneklerini ve kültürel değerlerini
anlatmaktadır.Özellikle Osman ÖZTUNÇ'un bahsettiği mal pazarı ise Çamlıbel'e
Tokat girişinde mezarlığın yanıbaşında kurulan mal pazarıdır.
Göğsün Düğmele Düğmele
Üç güzeller indi çaya
Cemalin benzettim aya
Keten gömlek memen soya
Göğsün düğmele düğmele
Çaya indi allı gelin
Al dudağı ballı gelin
Keten gömlek dallı gelin
Göğsün düğmele düğmele
Saçları kat kat örülür
Al dudağa bal sürülür
Yel vurur memen görünür
Göğsün düğmele düğmele
Köroğlu neden titrersin
Akıl baştan al gidersin
Çamlıbel'de seyredersin
Göğsün düğmele düğmele
Köroğlu
Karşıdan gelen piyade
Karşıdan gelen piyade
Bizim eller yerinde mi?
Etekleri çemen olmuş
Karlı dağlar yerinde mi?
Çamlıbel' in koyağında
Sular akar ayağında
Şirin Döne yanağında
Siyah benler yerinde mi?
Köroğlu der öğündüğüm
Taşlar alıp döğündüğüm
Arka verip sığındığım
Koca çamlar yerinde mi?
Köroğlu
Kız Perçemli Kıratım
Çamlıbel'e süreyidim yolunu
Altınlardan nalladayım nalını
Üç güzele dokutayım çulunu
Alma gözlü kız perçemli Kıratım
Başını başımdan yukarı tutar
Haykırır köpüğü başından atar
Kaçarsa kurtulur, kovarsa tutar
Alma gözlü kız perçemli Kıratım
Köroğlu
Sağ Elde Kılınç Ettiğim
Sağ elde kılınç ettiğim
Sol elde kalkan tuttuğum
Kol kola sarılıp yattığım
Şirin Döne yerinde mi
Kılınç deyu bağlandığın
Kalkan deyu kullandığın
Seyreyleyip eğlendiğin
Şirin Döne saçın yoluk
Çamlıbel'in koyağında
Sular akar ayağında
Şirin Döne yanağında
Ürüşen benler yerinde mi
Çamlıbel'in koyağında
Su kesilmiş ayağında
Güzel Döne yanağında
Kibar benler soluk soluk
Küçücükten büyüttüğüm
Saz çalarak uyuttuğum
Mah yüzünü seyrettiğim
Han Ayvaz'ım yerinde mi
Küçücükten büyüttüğün
Ürgüleyip uyuttuğun
Gül yüzünü seyrettiğin
Han Ayvaz'ın boynu buruk
Köroğlu der öğündüğün
Taşlar alıp dövündüğün
Arka verip sığındığın
Koca çamlar yerinde mi
Güdümen der karlı dağlar
Dağda çamlar kara bağlar
Döne söyler Ayvaz ağlar
Ağlaşırlar soluk soluk
Köroğlu
Yiğit Olan Gümbür Gümbür Gürlesin
Yiğit olan gümbür gümbür gürlesin
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Ak gövdede kızıl kanlar şorlasın
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Davlumbazlar yeğde yeğde vuranda
Çarkacılar sallı solu dönende
Eğri kılıç ak gövdeyi bölende
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Gele beyler cenge harbi çalınsın
Çamlıbel askeri ayrı bölünsün
Gece gündüz darbı meydan kurulsun
Yiğidi doğuran ana bin yaşa
Asıl koç yiğitler pusuda saklı
Belleri kılıçlı eli mızraklı
Hep şahin bakışlı arslan sıfatlı
Yürü kan içenler hep binler yaşa
Köroğlu der bugün burda duralım
Sabah olsun darbı meydan kuralım
Akan kandan dolu şarap vuralım
Yürü Deli Hoylu'm sen binler yaşa
Köroğlu
Tazelendi Alem Nevbahar Oldu
Tazelendi âlem nevbahar oldu
Gel sevdiğim senin ele gidelim
Açıldı her taraf sebzezar oldu
Gel efendin Şam'a doğru gidelim
Tîg-i gam ile hasmını hakla
Okunu düşmanın bağrında sakla
Küheylan at ile kargı mızrakla
Gel efendim yaylalara gidelim
Andelipsiz bağlar gülşen olmaz
Bunda gamlı gönüller şen olmaz
Bu diyarlar bana mesken olmaz
Gel efendim Şam'a doğru gidelim
İş edelim mest-i müdam olunca
Çamlıbel'de çay kenarı bulunca
Eğlenelim uz-i kasım gelince
Gel efendim Şam'a doğru gidelim
Bilemizce ola şeştar
Amma arada olmaya ağyar
Bu Gevheri bir sen bir de hizmetkar
Gel efendim çöllere doğru gidelim
Gevheri
Gel Gidelim (Dursun Elmas'a)
İstanbul bize uymuyor,
Gel gidelim Dursun abi,
Kimse adamdan saymıyor,
Gel gidelim Dursun abi.
Milyar milyar kârımız yok,
Eğlenecek barımız yok,
İstanbulda yarımız yok,
Gel gidelim Dursun abi.
Her yol bozuk, her semt hata,
Irgat gidek ekin, ota,
Ben Sivasa, sen Tokata,
Gel gidelim Dursun abi.
Dağlarında keklik öter,
Yaylalar burnumda tüter,
Peynir, ekmek bize yeter,
Gel gidelim Dursun abi.
Haydi yoldaşın olayım,
Senin sırdaşın olayım,
İste gardaşın olayım,
Gel gidelim Dursun abi.
Bir bardak çay, bir sigara,
Saz çalarız ara sıra,
Ne trafik, ne de kira,
Gel gidelim Dursun abi.
Tokatta bağda gezeriz,
Sivasta dağda gezeriz,
Kızılırmakta yüzeriz,
Gel gidelim Dursun abi.
Dolaşırız dağı, taşı,
Azığım madımak aşı,
Bize terstir burger, suşi,
Gel gidelim Dursun abi.
Gönül dostum, iki gözüm,
Pekmezine yoktur sözüm,
Bende kenger*, sende üzüm,
Gel gidelim Dursun abi.
Etli ekmek, tandır, tava,
Buzlu ayran, temiz hava,
Mezar yeri de bedava,
Gel gidelim Dursun abi.
Kapıya bağlarız kangal,
Annem yapar, yeriz hıngel*,
Beğenmezsen tekrar dön gel,
Gel gidelim Dursun abi.
Çamlıbeli aşıp beri,
Bitsin gönlünün kederi,
Hadi, çok nazlanma heri*,
Gel gidelim Dursun abi.
Kenger: Sivasta yapılan doğal, bitkisel sakız
Hıngel: Sivasta yapılan bir mantı çeşidi
Çamlıbel: Tokat-Sivas arasında bulunan geçit.
Heri: Tokat ve çevre illere özgü bir sesleniş, hitap.
Şahin Yılmaz
Ayvaz Mey Doldur
Üsküdar'dan seni aldım
Serimi kavgaya saldım
Çamlıbel'e yakın geldim
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Arap at gider eşkine
Eyle merhamet düşküne
Çamlıbellerin köşküne
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Gideyim bundan yoluma
Sen aldın beni zuluma
Rahmeyle öksüz kuluna
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Giderim, benim yolumdur
Zahmanım benim ilimdir
Köroğlu senin kulundur
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Köroğlu
Ben Gelince
Gider oldum Beyler Haleb'e Hoy'a
Mevlam yetiştirsin düğüne toya
Bozdurun altını beyaz akçaya
Sarfedin Beylere ha ben gelince
Çağırın gelsin Tekeli'nin Beyi'ni
İçinizde yoktur ondan yeğini
Ayırın sürüden bin erkeğini
Kırdırın kasaba ha ben gelince
Kır-atım yok, binem gidem sazana
Yiğit odur öz malını kazana
Yüz batman pirinci küçük kazana
Yedirin beylere ha ben gelince
Köroğlu'm der, devran döndü ahire
Altın madenleri döndü bakıra
Satın Çamlıbel'i verin çakıra
İçirin beylere ha ben gelince
Köroğlu
Gele Zor Bezirgan Beri Gel Hele
Gele 'Zor Bezirgan' beri gel hele
Bir kule yaptırak baş-baş üstüne
Seçilsin yiğitler seninle bile
Dolmalı deryalar leş-leş üstüne
Gele 'Dağıstanlı Hasan'ım gele
İniver meydana, dev gibi mele
'Hoylu'nun dadını acep kim ala
Koymayın bu şehri taş-taş üstüne
Gele 'Deli Hasan' in bu meydana
Ejderhalar gibi ateş saçsana
Bu Acem'i vurup öte geçsene
Doldur dereleri leş-leş üstüne
Gele 'Demirc'oğlu' ne durdun orda
Tenbihe hacet mi sen gibi merde
'Hoylu Bey' düşürdü beni bu derde
Birkaç kale yapın baş-baş üstüne
Gele 'Han Ayvaz'ım bade içelim
Koç yiğide kanlı gömlek biçelim
'Hoylu' ölmüş, candan, serden geçelim
Keselim Acem'i baş-baş üstüne
Gele cümle leşker, beri gel beri
Koyalım bu yola can ile seri
Çamlıbel Dağı'na dönmezsem geri
Kalırsa bu iller taş-taş üstüne
Ben de Köroğlu'yum, böyledir emrim
Gün doğandan gün batana kararım
Bugün bu meydana ben de inerim
Şöyle bir cenk edek, yaz kış üstüne
* Tırnak içindeki isimler (Zor Bezirgan, Dağıstanlı Hasan, Demircioğlu, Deli
Hasan vb... Köroğlu'nun savaşçılarıdır.
Köroğlu'nun en yakın dostları ve savaşçılarından 'Deli Hoylu' öldürülmüştür.
Köroğlu da intikam kumandasını bu türküyle veriyor.
Köroğlu
Çamlıbel Türküleri
ÖLÜM ŞARKISI
Çıkma benim bahtı karam gece yarısı
Yağar yağmur rüzgar söyler ölüm şarkısı
Sevda közünü kül korur
Sağ yanımı dar ağacında
Bir yanıma ferman vurur
Hilal yıldızlar kucağında
Lanet olsun lanet olsun kara ellere
Sırtımıza coplar indi hergün kaç kere
Şu sevdamı Rabb’im bilir
Sağ yanımı hal nazarında
Asın beni kim ne bilir
Çamlıbel'in mal pazarında
Söz-Müzik: OSMAN ÖZTUNÇ
Çamlıbel'den de Baktı Köroğlu
Yücesinden baktım bir ulu kervan
İndi bir ovaya kondu bezirgan
Dedim yiğitlerin baç'ın vermenmi
Bana kahkahayla güldü bezirgan
Bezirgan Köroğlu'n görenler şaşar
Bağıranda aslan kaplan kan işer
El edip el edip yanağın okşar
Meşenin aslanı kurdu bezirgan
Bezirgan oturmuş kaplan postuna
Rahmeylemez yarınına dostuna
Doldurmuş kıratın gelir üstüme
Beni saymaz at oynattı bezirgan
Çatamadım hiç sağ ile solumdan
Alamadım parasından pulundan
İstiyor ayvaz'ı almak elimden
Benı saymaz at oynattı bezirgan
Başına örünmüş Betaş-i börkü
Sırtınada almış cılkava kürkü
Köroğlu söyledi üç beyit türkü
Anda beşyüz altın koydu bezirgan
Köroğlu
Namem Vardır Çamlıbelim
Namem vardır Çamlıbelim sallanır
Okuyup dinleyen cümle bulanır
Yirmidört boğumlu kargı kullanır
Şol Koca Kenan'ın günüdür bu gün
Benden selam olsun Deli hoylu'ya
Kaplan sıfatıyla fidan boyluya
Dal kılıcı şimşek gibi parlaya
Şol Deli Hoylu'nun günüdür bu gün
Deryalar üstünde oynar oynar gemiler
Dalga vurur inim inim iniler
Baş kesende aslan gibi ünüler
Şol kabre sığmazın günüdür bu gün
Köse Sefer bilir yolun doğrusu
Burda belli olur yiğit hangisi
Aslanın ödünü çatlatır sesi
Böyle kahramanın günüdür bu gün
Ulaşsınlar benim benim diyenler
Nahak yere tatlı cana kıyanlar
Adam etin kebap yapıp yiyenler
Cümle pehlivanın güdür bu gün
Namem vardır ulu beyler uyanır
Dağlar taşlar kızıl kana boyanır
Nazlı kır atıma nalmı dayanır
Kırat nal atmanıngünüdür bu gün
Köroğl'yum arka verdim dağlara
Kılıç kalkan hoş yakışır ellere
Çok selam söyleyin ulu beylere
Kan içen beylerin günüdür bu gün
Köroğlu
Nenni (Bebeğin Beşiği Çamdan)
Bebeğin beşiği çamdan
Yuvarlandı düştü damdan
Beş babası gelir Şam'dan
Nenni de nenni de nenni bebek
Kızlar gelin çaydan geçek
Çay bulanık nerden içek
Bebek ölmüş nere gidek
Nenni de nenni de nenni bebek
Bebek beni del eyledi
Yaktı yıktı kül eyledi
Her kapıya kul eyledi
Nenni de nennide nenni bebek
Çamlıbelden çıktım yayan
Dayan dizlerimde dayan
Emmim atlı ben de yayn
Nenni de nenni de nenni bebek
Bebeğin beşiği bakır
Yerinden kalkmıyor ağır
Ben sallarım tıngır mıngır
Nenni de nenni de nenni bebek
Çizmemi çektim kıçıma
İndim çamlığın içine
Bunda bebeğin suçu ne
Nenni de nenni de nenni bebek
Kara çadırın kazığı
Gelir gavurun yazığı
Memelerim yol azığı
Nenni de nenni de nenni bebek
Deveyi deveye çattım
İpini boynuna attım
Dün gece yavrusuz yattım
Nenni de nenni de nenni bebek
Binali Selman
Erhan ÖZTUNÇ
1959 yılında Tokat'ın Çamlıbel beldesinde dünyaya gelen Erhan ÖZTUNÇ mesleki
ünvanı ile anılan merhum DEMİRCİ Süleyman ÖZTUNÇ'un yedi cocugundan 3.olup
evli iki cocuk babsıdır.
12 Eylül 1980 öncesi pekcok olaydan yargılanıp 5-6 yıl cezaevinde yatan
ÖZTUNÇ pek cok okul dernegi, spor kulubu ,yardım dernekleri.asli ve fahri
hemşehri dernekleri, hizmet vakıfları ve iş adamları dernek üyesidir.
Memleketi Tokat'tan bir dönem milletvekili adayı İstanbul'dan bir dönem mv.
aday adayı ve İstanbul'un Kartal İlçesi Samandra Beldesinden bir dönem
Belediye Başkan adayı olan ÖZTUNÇ bu gun ticaretle uğraşmaktadır.
Pek cok web sitelerinde yazıları ile tanınan ÖZTUNÇ Komşu ülke AZERBAYCAN
ile ilgil yazdıgı bir karanlık olaya ışık tutan(KİRLİ OYUNLAR ÜLKESİ
AZERBAYCAN) yazısı ile dikkatleri çekmiştir.
Hala web sitelerinde günlük hayatımıza ışık tutacak araştırma inceleme
yazıları ile hizmetine devam etmektedir.
Bu güne kadar ikibine yakın nükte ve makale yayınlamıştır.
Son olarak bir web sitesinde(www.mekanim.com) gençlerin tartıştığı Hainmi
başlıklı Kuvayımilliyeciler ve İttihatveterekkiciler arasında geçen bir
tartışmayı kitaplaştırma çalışma içerisinde.
Yine kendi beldesi olan ve bu güne kadar Tarihine ışık tutulmamış Çamlıbel
beldesinin Tarihçesini kitaplaştırma çalışması içindedir.
Erhan ÖZTUNÇ
TANRI KORUSUN TÜRKÜ DEVLET DİN VE KURAN VAR
1959 yılında Tokat'ın Çamlıbel beldesinde dünyaya gelen Erhan ÖZTUNÇ mesleki
ünvanı ile anılan merhum DEMİRCİ Süleyman ÖZTUNÇ'un yedi cocugundan 3.olup
evli iki cocuk babsıdır.
12 Eylül 1980 öncesi pekcok olaydan yargılanıp 5-6 yıl cezaevinde yatan
ÖZTUNÇ pek cok okul dernegi, spor kulubu ,yardım dernekleri.asli ve fahri
hemşehri dernekleri, hizmet vakıfları ve iş adamları dernek üyesidir.
Memleketi Tokat'tan bir dönem milletvekili adayı İstanbul'dan bir dönem mv.
aday adayı ve İstanbul'un Kartal İlçesi Samandra Beldesinden bir dönem
Belediye Başkan adayı olan ÖZTUNÇ bu gun ticaretle uğraşmaktadır.
Pek cok web sitelerinde yazıları ile tanınan ÖZTUNÇ Komşu ülke AZERBAYCAN
ile ilgil yazdıgı bir karanlık olaya ışık tutan(KİRLİ OYUNLAR ÜLKESİ
AZERBAYCAN) yazısı ile dikkatleri çekmiştir.
Hala web sitelerinde günlük hayatımıza ışık tutacak araştırma inceleme
yazıları ile hizmetine devam etmektedir.
Bu güne kadar ikibine yakın nükte ve makale yayınlamıştır.
Son olarak bir web sitesinde(www.mekanim.com) gençlerin tartıştığı Hainmi
başlıklı Kuvayımilliyeciler ve İttihatveterekkiciler arasında geçen bir
tartışmayı kitaplaştırma çalışma içerisinde.
Yine kendi beldesi olan ve bu güne kadar Tarihine ışık tutulmamış Çamlıbel
beldesinin Tarihçesini kitaplaştırma çalışması içindedir.
Erhan ÖZTUNÇ
TANRI KORUSUN TÜRKÜ DEVLET DİN VE KURAN VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder